Merhaba, adım Engin. Geçen sene Ağustos ayında bir akrabamızın düğünü için Kırşehir'e gitmiştik. Evlenen kişi halamın oğluydu. Başımdan geçen olayı ise hala oğlunun kuzeni Çetin abiyle yaşadım. Düğün ev düğünü olarak yapılacak, bütün uzak-yakın akraba düğün olacak yere gidecekti. Düğün Pazar günü gelin alınmasıyla son bulacaktı. Biz de ailemle Cuma gününden yola çıkıp Kırşehir'e varmıştık. Her şey çok güzeldi, mevsimin en cafcaflı ve sıcak olduğu zamanlardı, insanı gevşeten bir hava vardı. Ben o zaman 17 yaşındaydım, yeni ergenlik halleri, ufak-tefek sivilceler, ama düzgğn bir fiziğe sahiptim, zaten toplasanız 50 kilo ancak gelirdim, zayıf bir yapım vardı. Tenim çok beyazdır, vücudumda esmer sayılabilecek tek yer kollarımdı. Çok fazla güneşe çıkmadığım için sütbeyaz tenim vardı. Babamın vücudundan bana da miras kalan kılsızlık çok işime yarıyordu. Uzun zamandır erkeklere ilgi duyduğumu farketmiş, fakat bunu hiç dışarı yansıtmamıştım. Ama bu durum gittiğimiz düğünde değişi.
Hala oğlunun kuzeni Çetin abi aşırı yakışıklı, esmer güzeli bir erkekti. Vücudu atletik ve kaslıydı. Yani spor salonundaki o hayvani kaslar gibi olmasa da doğal kaslıydı. Ve onun da vücudunda zerre kıl-tüy yoktu. Benim gibi erkeğin kılsız-tüysüz olanını seven biri için biçilmiş kumaştı. Düğün çok eğlenceli geçiyordu. Danslar, eğlenceler, yeni kişilerle tanışmalar, yeme-içme derken vakit geceyarısına yaklaşmıştı. Artık herkesin yatma ve ertesi güne hazırlanma vaktiydi. Her ne kadar eğlenceli olsa da, düğünler çok yorucu oluyordu, ben de çok yorulmuştum. Bizim gibi uzaktan gelen misafirlerin yerleşik akrabaların evine dağıtılmasına gelmişti sıra.
Ben gün boyu ne edip yapıp hep Çetin abiye yakın durmuş ve sürekli onunla muhabbet kurmuştum. Çetin abi 28 yaşındaydı. O gece annemler büyük halamın çocuklarından birinde kalmaya giderken beni de yanlarında götürmek istediler. Ama ben itiraz edip, "Ben Çetin abimlerde kalacağım!" dedim. Çetin abi de buna itiraz etmedi ve "Teyzemlerin evi boş zaten, Engin'le oraya gider orada kalırız!" dedi. Ben bunu duyunca sevinçten ayaklarım yerden kesildi ama belli etmedim. Bütün gece sadece ben ve Çetin abinin olacağı boş bir evde olacaktık.
Yürüyerek ve yaz gecesini içimize çeke çeke Çetin abinin teyzesinin boş evine gittik. Evde gerçekten kimse yoktu. Ben yürümekten biraz yorulmuştum. "Yoruldun mu?" diye bana soran Çetin abi hatta eve girerken bir ara itiraz etsem de beni kucağına almıştı. İlk temasımız böyle başladı. Eve girdiğimizde Çetin abi içecek meşrubat ve çerez ikram etti. "Uykun var mı?" diye sordu. Ben de, "Yok!" deyince, televizyondan o vakitte yayınlanan herhangi bir filmi açıp yanyana aynı kanepede oturarak filmi izledik bir süre. Sonra Çetin abi kalktı ve bana bir çarşaf bir nevresim, bir de yastık getirdi, karşılıklı duran kanepelerin ikisini de açtı. Birine kendi için, birine de benim için yatak kurdu.
Sonra da odanın karanlık bir köşesine gidip üzerini çıkardı. Tüm ihtişamıyla üzerinde sadece siyah bir boxer ile kalmıştı. Benimse muhtemelen gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Gözlerimle onu yediğimi farketmiş olacak ki, göz kırpıp, (Hayırdır?) anlamında kafasını sallayıp gülümsedi. Ben de, "Çok güzel vücudunuz var Çetin abi!" dedim. "Sen de çalışıp geliştirirsen senin de olur!" dedi. Sonra kendi yatacağı kanepeye uzandı, kolunu yastığa dayayıp televizyon izlemeye başladı. "Sen de üstünü çıkarsana, yanında yatacak eşyan yok sanırım, boxerınla yatarsın, hava sıcak zaten!" dedi. Ben de gidip aynı karanlık köşede utana sıkıla üzerimdekileri çıkarıp, sadece boxerle geldim, ama nasıl utanıyorum.
Çetin abi, "Bembeyaz vücudun varmış, çok güzelmiş!" deyince daha da utandım. Ben de kendi kanepeme uzandım. Arada da Çetin abiye ve önüne kaçamak bakışlar atıyordum. Sonra Çetin abi uykuya dalar gibi oldu. Moralim bozulmuştu, oysa bu gece birşeyler yaşarız diye çok umutlanmıştım. Usulca yanına ilişip, "Çetin abi, yanında yatabilir miyim?" diye sordum. "Tabi yat!" deyince dünyalar benim oldu. Çetin abi sırtüstü yatıyordu. Hafif hafif popomu Çetin abiye yanaştırıyordum. O ise yarı uykulu yarı uyanık, elini kolunu bir o yana bir bu yana atıyordu. Ben de uyuyormuş numarası yapıp elimi onun ön tarafına değdirmeye çalışıyordum. Bir ara tam elimi önüne attım ve sikinin üzerinde bıraktım. Siki boxerın dışından bile sıcaktı ve birazcık da erekte olmuştu. Ne olduysa o an oldu ve Çetin abi ben popom ona doğru dönükken pat diye bana döndü ve ayağının birini benim üzerime atıverdi. Ayağından kurtulamadığım gibi, ön tarafı da gelmiş tam popomun üzerine oturmuştu.
Ben hafif hafif kendimi kurtarmak için çabalarken büsbütün Çetin abinin önüne ve vücuduna dokunur hale gelmiştim. Bir ara ayağından kurtulamayacağımı anladığımda kurtulmaktan vazgeçip kendisinin kaldırmasını bekledim. Ama bu arada Çetin abinin önünü arkama sürttüğünü farkettim. Ben ayağının ağırlığından kurtulmaya ve rezil olmamaya çalışırken, Çetin abinin siki iyice sertleşmişti. Üzerimizdeki boxerlara rağmen sikinin kafasının büyüklüğü belli oluyordu. Onun bana sürtündüğünü farkedince, ben de sıyırdığım boxersız popomu hafif hareketlerle Çetin abinin önüne sürtmeye başladım. İkimizin de vücudu ateş gibi yanıyordu. Artık Çetin abinin de uyanmış olduğunu biliyordum, çünkü koluyla beni sarıp önüne bastırıyordu.
Ve ateşli gecemizin başlamasını sağlayacak, "Dondurmamı yemek ister misin?" cümlesini kulağıma fısıldadı. Bunu duyan ben artık her şeyi oluruna bırakıp, "İsterim!" dedim. Çetin abi bir hareketle boxerını çıkarıp kenara attı. Benim üzerimde ise zaten iyice sıyrılmış olan boxerı ben de ayak hareketlerimle çıkarıp yere bıraktım. Artık yatağın içinde ikimiz de çırılçıplaktık. Götümü iyice sikine yanaştırdığımda, Çetin abi, "Dondurmamı yalamadan mı yiyeceksin?" deyince, hemen dönüp önüne yumuldum ve sikini yalamaya başladım. Nasıl yalıyorum ama, kudurmuş gibi...
Az sonra Çetin abi, "Yeter bu kadar!" deyip beni durdurdu. Kendisi sırtüstü yatar vaziyetteyken üstüne çıkmamı istedi. Dediğini yaptım. Aman Tanrım, o nasıl bir heyecandı bilmiyorum. İlk defa bir erkekle hem de hoşlandığım çok yakışıklı bir erkekle birlikte olacaktım. Çetin abi tabii ki benden daha tecrübeli olduğu için sikini popomun yarığına oturtuverdi ve yavaş yavaş sürtünmeye başladı. Sikinden akan zevk suları hafiften deliğimi ıslatmıştı bile. Sonra yarı doğrularak eline bolca tükürdü ve beni biraz kıpırdatıp hem sikine hem de benim deliğime tükürüğünü sürüverdi. Parmaklarıyla deliğime dokunduğunda bile zevkten uçacakmış gibi olmuştum. Tükürüklediği deliğimi parmaklarıyla hafif hafif gevşetirken, "Şimdi dondurmamın üzerine otur ve ye bakalım!" dedi.
Beni yönlendiriyor ve her şeyi yavaş yavaş aceleye getirmeden yapıyordu. Ben de denileni yapıp, deliğimi sikinin kafasına hizalayıp oturuvermiştim. Tabii ki hemen girmemişti. Benim hiç açılmamış deliğim halen zorlanıyordu. Çetin abi artık hafiften hafiften bastırıyor ve içime doğru koca sikini ittiriyordu. Sikinin mantar gibi olan ucu içime hafif girdiğinde küçük bir çığlık atmıştım. Çetin abinin ilk o zaman aklına gelmiş olacak ki, "İlk defa mı yapıyorsun?" diye sordu. Ben de, "Evet, ilk sizinle yapıyorum!" deyince yüzüne çok güzel bir gülümseme oturdu ve "Bu gece seni sikilmeye doyuracağım!" dedi. Artık sikinin başı içimdeydi ve Çetin abi, "Şimdi sıra sende, kalkıp kalkıp otur sikime bakalım, deliğin açılsın ki hepsini sokayım!" dedi.
Siki benimkine nazaran hem uzun hem de kalındı, daha başı zar zor girmişken hepsi nasıl girecek diye düşünüyordum ki, bir anda Çetin abi abanıp sikini olduğu gibi kökleyivermişti. Bağıracağımı anlamış olacak ki eliyle de ağzımı kapatmıştı. Siki komple içime girdiğinde gözlerimin önü kararmıştı, ama içimdeki sıcacık sert şey bana acayip bir zevk veriyordu. Çetin abi yavaş hareketlerle gidip gelmeye başladı. Halen o sırt üstü yatar pozisyondaydı ve ben de kucağında sikinin üzerinde hoplatılıp duruyordum. Bir yandan bacaklarımı okşayıp bir yandan göğüs uçlarımı sıkarken bir yandan götüme pompalıyor ve beni benden geçiriyordu. Bu şekilde beni 15 dakika kadar sikti sanırım ve ilk boşalmayı içime o pozisyonda yaptı. İçime her attırışında yükleniyor ve ben de hop yükseliyor hop alçalıyordum. Ama içime volkan gibi patlayan siki bana öyle bir zevk veriyordu ki anlatamam.
Sikindeki son döl damlası da içime akınca artık sırtüstü yatağa kendini bıraktı ve ben siki içimde halen üzerinde oturuyordum :)