Selam, ben Cenk. O zamanlar 16 yaşındaydım. Bir yaz günü mahalleden arkadaşlar toplanmış denize gideceklermiş. Benim samimi olduğum arkadaşım Cemal de bizim eve gelip, bana, "Denize gidiyoruz, hadi sen de gel!" deyince, annem de ona, "Kimlerle gidiyorsunuz?" diye sordu. Cemal isimlerini söyledi, dayısının oğlu Bülent te vardı. Bülent bizlerden iki yaş büyük, uzun boylu ve iri yapılı birisiydi.
Annem, "Bülent'i çağır!" dedi. Cemal Bülent'i çağırmaya gidince ben de çantamı hazırladım, havlu mayo falan aldım. Bülent bizim evin önüne gelince, annem beni ona emanet edip, bana göz kulak olmasını tembihledi. Ben çantamı aldım, yanlarına indim. 9-10 kişi olmuştuk, minibüs durağına gittik.
Minibüs geldi bindik, birkaç kişi ayakta kalmıştık. Ben Bülent'in oturduğu koltuğa tutunmuştum. Biraz gittikten sonra minibüsün ani fren yapmasıyla ben Bülent'in bacaklarının üstüne düştüm. Bülent ani bir refleksle beni kucaklayıp düşmemi engelledi. Ben kalkmak isteyince, "Otur böyle!" dedi. Bülent'in yanında oturan yaşlı amca da, "Otur işte oğlum, kalkarsan yine fren yaptığında düşersin!" dedi. O da öyle söyleyince Bülent bana sarılıp beni biraz daha kendine doğru çekti. Ben de ister istemez kucağına oturmak zorunda kaldım...
Bir süre sonra altımda Bülent'in sikinin sertleştiğini hissettiğimde sıkıntıdan terlemeye başladım. Kalkmak istiyordum ama Bülent beni güçlü kollarıyla ahtapot gibi sarmış kalkmamı engelliyordu. Utandığımdan ses çıkaramıyor, bir an önce gideceğimiz yere varmamızı umuyordum. Resmen kazık gibi bir yarağın üstünde yolculuk yaparak sonunda ineceğimiz durağa varmıştık. Minibüs durduğu gibi ben hemen minibüsten indim. Bülent de benden sonra minibüsten inmiş, kalkık sikini şortun içinde düzeltirken sırıtarak bana bakıyordu. Hemen başımı başka tarafa çevirdim, çok utanmıştım.
Diğer arkadaşlar da indikten sonra yolun karşısına geçmemiz gerekiyordu. İşlek yolda arabalar vızır vızır geçiyordu. Bülent yanıma geldi ve "Dikkat et araba çarpmasın, annen seni bana emanet etti!" deyip, (sevgilsiymişim gibi) kolunu boynuma attı, beraber karşıya geçtik. Sonra beni bırakıp Cemal'in yanına gitti, kumsala doğru yürürken biraz geride kaldılar ve konuşmaya başladılar. Ne konuştuklarını merak etsem de duyamıyordum. Bir ara arkama dönüp baktığımda, Cemal'in, "Ben karışmam!" dediğini duydum sadece...
Kumsala varınca diğerleri gibi ben de üzerimideki şortu falan çıkardım, havluya sarılıp külodumu çıkarıp mayomu giydim. Havlumu bırakıp arkamı döndüğümde az ilerde oturmuş beni seyreden Bülent'le göz göze geldik. Yine utanmıştım. Denize girmeden önce biraz kumun üstüne yatıp güneşlendik. Bir tarafıma Cemal yatmıştı, diğer tarafımda da Bülent vardı. Bülent sürekli benim vücudumu seyrediyordu. Ayrıca şortunun içinde sikinin sertleştiği belli oluyordu. Sonra ben kalkıp denize girdim. Ben fazla yüzme bilmediğimden sahile yakın yerde giriyordum denize. Diğer arkadaşlar da girdi denize. Bülent yine Cemal'le konuşuyor, ona bir şeyler söylüyordu...
Az sonra Bülent kalkıp geldi yanıma ve "Hadi gel beraber yüzelim!" dedi. Ben, "Fazla yüzme bilmiyorum!" desem de, "Gel hadi!" diyerek kolumdan tutup beni çekerek derin olan kısma götürdü. Derine vardığımızda ayaklarım yere basmayınca ben korku ve panikle Bülent'in boynuna sarıldım. O da bana sarılıp suyun içinde götümü okşamaya başladı. Onun boyu uzun olduğu için suyun içinde ayakları yere değiyordu. Götümü resmen avuçlamış, ufaktan yoğuruyordu. Ben tabii, "Yapma!" diyordum, ama Bülent dinlemiyor, okşamaya devam ediyordu...
Elinden kurtulmak ve kumsala gitmek için arkamı döndüğümde belimden tutup çekerek iyice kendine yapıştırdı beni. Götüme yaslanan yarrağının kazık gibi olduğunu hissediyordum. Belimden tutup beni hem kendine çekiyor, hem de beni hafif hafif yukarı aşağı hareket ettirip, üzerimizde mayolarımız olduğu halde götümün yarağına sürtünmesini sağlıyordu. Ben ibne değildim, ama bu yaptığı hoşuma gitmiş, içim bir tuhaf olmuştu. Yine de, "Bırak beni, denizden çıkmak istiyorum!" dedim. Bülent ise az daha sürtünüp, "Ohhhh!" diye inledi. Galiba mayosunun içine boşalmıştı. Sonra beni bırakınca ben hemen yarı yüzerek yarı yürüyerek denizden çıkıp kumsala oturdum.
Bülent ise denizde biraz daha kaldı. Hareketlerinden anladığım kadarıyla denizin içinde mayosunu çıkarıp yıkadıktan sonra tekrar giydi. Sonra çıkıp geldi, yanıma oturdu. Bana, "Niye kaçtın hemen, sana yüzme öğretecektim!" dedi. Yüzüne bakmadım ve hiç konuşmadım. Bir süre sonra Bülent kalkıp tekrar denize girdi. O gidince Cemal geldi yanıma ve "Noldu, moralin bozuk gibi?" dedi. Ben, "Yok bir şey, iyiyim!" dedim. Cemal, "Rahat bırakmıyor değil mi?" dedi. Ben de, "Ona söyle, birisi görse aramızda bir şey var sanacak!" dedim. Cemal, "Ne zamandır bana senden bahsediyor, senden çok hoşlanmış, seni sikmek istiyor. Benden seni ayarlamamı istedi, ben de ben karışmam dedim!" deyince, "Ya nerden çıktı bu, ne alaka? Söyle ona, ben ibne değilim!" dedim ve kalkıp denize girdim.
Cemal Bülent'i çağırdı, birşeyler konuştular. Sonra Bülent yanıma geldi, götümü okşayarak, kulağıma, "Bir gün seni sikmem için yalvaracaksın!" deyip yanımdan uzaklaştı. O gün bir daha da yanıma yaklaşmadı, ama bakışları hep üzerimdeydi. Bir iki saat daha yüzdükten sonra eve dönmeye karar verdik. Minibüste ben hemen oturacak bir yer bulup oturdum. Mahalleye geldiğimizde herkes ayrılıp evine gitti...
Aradan birkaç gün geçmişti, mahallemizdeki okulun bahçesinde top oynuyorduk. Oyun bittikten sonra Cemal, "Hadi bize gidelim, evde kimse yok, çay içeriz!" dedi. Ben de, "Eve gidip duş alacağım." dedim. Ama Cemal, "Bizde alırız!" diye ısrar edince kabul ettim. Yolda bana, "Bülent seni sorup duruyor, çok istiyor seni!" deyince, "Ben istemiyorum öyle bir şey!" dedim ve konu kapandı. Eve girince, Cemal, "Önce sen duşunu al çık, sonra da ben alırım ve çay içeriz!" dedi. Ben banyoya girdim, duşumu alıp giyinip çıktım. Bir de ne göreyim, Bülent gelmiş salonda oturuyor. Ben tabii bozuldum.
Cemal, "Siz oturun, ben de duş alıp geleyim!" dedi. "Ben gidiyorum!" dedim. Cemal, "Gitme, çay yaptım!" deyip banyoya girince, Bülent yanıma gelip oturdu. Elini boynuma atıp beni kendine doğru çekti. Boyunumu boğazımı koklayıp, "Ohhh, duş yaptığın hemen belli oluyor, mis gibi kokuyorsun aşkım. Şimdi götün de mis gibi olmuştur, ne yalanır ama!" dedi. Ben, "Yapma, istemiyorum!" deyip elini itekledim. Bülent hiç vaz geçmiyor, ben uzaklaştıkça o daha çok sokuluyordu yanıma. Götümü okşuyor, dudaklarımı öpmek istiyordu. Ben yüzümü kaçırınca boynumu boğazımı öpüp yalıyordu. İçim bir tuhaf olmuştu, aslında garip bir şekilde hoşuma gidiyordu bu yaptıkları, ama yine de, "Yapma!" deyip duruyordum...
Biz öyle cebelleşirken Cemal banyodan çıkmıştı. Odasına gidip bana, "Buraya gelsene Cenk!" diye seslendi. Ben hemen kalkıp Cemal'in yanına gittim. Bana, "Bülent'in huyunu biliyorum, vaz geçmez, ondan kurtulmak istiyorsan biraz öpüp okşamasına izin ver. Zevkini aldı mı zaten bırakır gider!" dedi. Aslında hoşuma gidiyordu, ama halen istemiyor havalarındaydım. "Tamam, öpüp okşasın, ama siker diye korkuyorum!" dediğimde, "Ben salonda olacağım, istemediğin bir şey yaparsa seslen, hemen gelirim!" dedi. Mecburen kabul etmişim gibi, "Tamam!" dedim.
Cemal odadan çıktı. Bülent'le bir şeyler konuştuklarını duyuyordum. Az sonra Bülent odaya girip kapıyı kapattı. Beni ayağa kaldırıp dudaklarıma yumuldu. İlk defa biriyle öpüşüyordum, ama o sanki dudaklarımı yercesine öpüyordu. Öpüşürken üzerimdekileri çıkarmaya başladı. Sonunda bir tek külodum kalmıştı. Kendisi de küloduna kadar soyunup beni yatağa yatırıp öpmeye okşamaya devam etti. Sikinin sertliğini yine hissetmeye başladım. Yavaş yavaş külodumu da çıkarınca tamamen çıplak kalmıştım.
Kendi külodunu da çıkarıp beni okşamaya ve öpmeye devam etti. Götümün yanaklarını yoğuruyordu. Benim sikim de sertleşmişti, bunu farkedince elini sikime atıp sıvazlayarak, "Bak sen de istiyorsun!" dedi. Tekrar beni dudaklarımdan öpünce bu sefer ben de karşılık verdim. Ben de onun saçlarını okşuyor, o dudaklarını çekince bu sefer ben bırakmıyordum. Bu yaptığıma inanamıyordum, kendiliğimden elimi onun sikine atmış okşuyordum...
Biraz o şekilde öpüşüp elleştikten sonra beni yüz üstü yatırıp arkama geçti. Götümün yanaklarını ayırıp, "Ohhh, mis gibi!" diyerek deliğimi yalamaya başladı. Aman Tanrım, o an zevkten geberecektim nerdeyse. Hele dilini deliğime sokmaya çalışırken aldığım zevk inanılmazdı. Biraz yalayıp dilledikten sonra, siki götümün yanakları arasına gelecek şekilde üzerime uzanıp, kulağıma, "Seni sikmek istiyorum aşkım!" dedi.
Ben de, "Şimdi olmaz, belki daha sonra!" dedim. O da, "Tamam aşkım, o halde bu sefer sadece sürtünüp boşalayım!" deyip doğruldu, götümün yanakları arasına bolca tükürüp yeniden uzandı, sürtünmeye başladı. İtiraf etmesi çok zor, ama müthiş zevk alıyordum. İstem dışı inlemeye bile başlamıştım. Eğer deliğimi yalamasından, dillemesinden ve sürtünmesinden bu kadar zevk alıyorsam, gerçekten sikse acaba nasıl zevk alırdım diye düşünmeden de edemiyordum...
Bir süre sonra benimle birlikte o da inlemeye başlamıştı. Sonunda, "Ohhhh!" diyerek götümün yanakları arasına boşaldı. Tabii bu arada ben de çoktan yatağa boşalmıştım. Boşalması bitince üzerimden kalktı, belime de bulaşmış dölleri de parmağıyla sıyırıp göt deliğime sürdü. Sonra ensemi öpüp, "Bir dahaki sefere daha güzel olacak aşkım!" dedi. Ben de, "Bir daha olur mu bilmiyorum!" deyince, "Ben olacak diyorsam olacak!" dedi. Kalkıp Cemal'ın havlusuyla temizlendik, giyinip odadan çıktık.
Cemal çaylarımızı doldurmuş bizi bekliyordu. Bülent bir çay içip gitti. O gittikten sonra Cemal, "Ee, nasıldı?" diye sordu. Çok zevk aldığımı bilmesin diye, "Eh işte!" dedim. Ben bir çay daha içtikten sonra, Cemal'e, "Bak bu aramızda kalsın!" dedim, o da söz verdi. Ben de kalkıp eve gittim. Yaşadıklarımın heycanıyla o gece sabaha kadar gözüme uyku girmedi tabii...
Aradan birkaç gün geçmişti, Cemal yanıma gelip, "Hadi bize gidelim yine, kimse yok, oturur çay içeriz!" dedi. Ben, "Tamam!" dedim. Onlara gittiğimizde Bülent'in bahçede oturmuş bizi beklediğini gördüm. Aslında onu gördüğüme çok sevinmiştim, ama belli etmedim. Eve girdik. Cemal, "Ben çay yapayım!" deyip mutfağa gider gitmez, Bülent elimden tutup odaya götürdü beni. Bu sefer hiç itiraz etmedim, gönüllü gitmiştim. O beni soydundurdu, ben onu. Ayakta öpüşmeye başladık.
Artık karşılık veriyor, ben de istiyordum. Bülent yatağa uzandı, ben de onun üstüne uzandım, öpüşmeye devam ediyorduk. Bülent omuzlarımdan beni aşağıya doğru bastırdı. Ben (Ne istiyorsun?) gibisine baktığımda, eliyle göbeğine yapışmış sikini kaldırıp, "Hadi biraz yala bunu!" dedi. Ben, "Yapamam, daha önce hiç yapmadım!" dediğimde, "Bir sefer dene, her şeyin ilki vardır!" deyip kafamı bastırıp sikini dudaklarıma sürdü.
Sikini elime alıp biraz okşadım, sonra sikinin başına dilimi sürdüm, sonra da etrafına. Daha sonra da ağzıma aldım. Filmlerde gördüğüm kadarıyla, acemice de olsa sakso çekiyordum. Saçlarımdan asılarak, "Dişlerini değdirme!" dedi. Ben de daha dikkatli olmaya çalıştım. Arada bir ağzımdan çıkarıp etrafını yalıyordum, sonra tekrar ağzıma alıyordum...
Cemal seslendi, "Çay hazır, geliyor musunuz?" diye. Bülent, "Yok!" deyince aniden kapı açıldı. Bülent'in siki ağzımda, Cemal kapıda durmuş bize bakıyordu. Çok utanmıştım, "Lütfen çık odadan!" dedim. Bülent te Cemal'e, "Git bebe yağını getir!" dedi. Ben hemen Bülent'e sordum, "Bebe yağını ne yapacaksın?" diye. O da götüme bir tokat atıp, "Sen işine bak!" dedi, eliyle de başımı bastırıp sikini yeniden ağzıma verdi...
Ben saksoya devam ederken göt deliğimde bir ıslaklık hissettim. Biraz garip ama hoş bir histi. Cemal getirdiği bebe yağını deliğime damlatıyordu. Sonra parmağıyla bebe yağını deliğime yedirip yavaşça parmağını içime sokmaya başladı. Bunu yaparken de bana, "Sıkma kendini, rahat bırak!" diyordu. Cemal götümü yavaş yavaş parmaklamaya başladı. Az sonra ikinci parmağını da soktu. Parmaklarını deliğimde burgu gibi kıvırarak sokup çıkarıyordu. Birkaç dakika da öyle parmakladıktan sonra, Bülent'e, "Alıştı sanırım, hadi bir dene bakalım!" dedi. Sonunda beklediğim, ama aynı zamanda da korktuğum an gelmişti, sikilecektim.
Bülent kalkıp beni yüz üstü yatırdı, ayaklarımı yataktan sarkıtıp götümü yükseltti ve arkama geçti. Yağladığı sikini götümün yanakları arasında biraz sürtüp deliğime bastırmaya başladı. İstem dışı kendimi kasıyordum. Yavaş yavaş ucunu bastırıp çekiyordu ki, birden ucunun girdiğini hissettim. "Yapma, acıyor!" dedim. Bülent, "Merak etme birazdan geçer, hadi gevşe!" dedi. Gevşemek istiyordum ama korkumdan gevşeyemiyordum. Popoma bir tokat atmasıyla ben popumu kaldırdım, o anda yüklenip hepsini birden geçirdi. Ben tabii bastım çığlığı, çok acımıştı. Altından kaçmaya çalıştım, ama mümkün değildi. Bülent, "Dur hareket etme, şimdi geçer!" dedi, içimde biraz öyle bekledi...
Sonra yavaş yavaş git gel yapmaya başladı. Giderek hızlanan bir tempoda sikmeye devam etti. 10 dakikadan fazladır sikiyordu. Çok hoşuma gitse de halen acıyordu, "Hadi lütfen çık, dayanamıyorum!" dedim. Bülent te 3-4 sefer sertçe kökleyip, "Ohhhhh!" diye inleyerek içime ılık ılık boşaldı. İçimde biraz durduktan sonra sikini çıkardı. Ama en güzeli içimden çıkartırken hissetiklerimdi, bir balık gibi içimden kayarak çıkmıştı siki. Sikini götümün yanakları arasına biraz sürtüp kalktı üzerimden, ama sikinin halen taş gibi sert olduğunu hissetmiştim...
Ben öyle ölü gibi yatarken bir baktım ki Cemal de soyunup yanıma domaldı ve Bülent'e, "İstediğini yaptım, hadi sözünde dur!" dedi. Ben daha ne oluyor demeden, Bülent Cemal'i sikmeye başlamıştı bile. Cemal'den ise sadece zevk inlemeleri yükseliyordu. O an şok olmuştum, ama sonradan öğrendiğime göre Cemal aylardır kendini Bülent'e siktiriyormuş. Bir gün Bülent Cemal'e, "Eğer Cenk'i de bana siktirmezsen birdaha seni sikmem!" deyince, Cemal benim de sikilmem için uğraşmış...
O günden sonra Cemal gibi artık ben de Bülent'in ibnesi olmuştum. Bülent bizi ne zaman sikmek istese gidiyorduk ve "Beni sik!" diye birbirimizle yarışıyorduk. Ama Bülent'in her zaman ilk tercihi ben oluyordum, ilk beni siktikten sonra Cemal'i sikiyordu. Bülent'in denizde bana dediği çıkmıştı, artık bir gün çağırmadığı zaman ben gidip Bülent'e yalvarıyordum beni sikmesi için :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder